KÖKLERİM KENDİNE YABANCI
Kökleri Yorgun Bir Köşk…
Köklerim bu evin derinliklerinde yaşanmışlıklara misafirperverliğini
sunmuştu. Kendini yorgun hisseden duvarlarım
gittikçe ağırlaşıyorlardı. Yapraklarımsa artık bana tutunamıyordu. Oysaki
birkaç yıl önce umutların üzerimi örttüğü ışık beni İstanbul’un en görkemli
köşklerinden yapmıştı. Ali Rıza Beyse İstanbul Beyefendi’lerinden bu köşkte
oturanıydı. Karısı Hayriye Hanım, oğlu Şevket ve kızları Leyla, Necla ve Fikret
de bu köşkün yaşantılarındandı. Ali Rıza Bey’in İstanbul’da ağır ağır çıktığı
merdivenler, şimdi onun elini çenesine koyup düşünmesine sebep oluyordu. Çünkü
büyük umutlarla baktığı İstanbul ilk olarak oğlu Şevket’i girdabına almıştı. İşe
girdi diye sevinilirken, evli kadın olan Ferhunde’ye duyduğu büyük aşk bu evin
bir yaprağını geride bırakmaya yetecekti. Bankada memuriyet hayatının devam
ettiği günlerde babasının karşı çıkmasına rağmen Ferhunde’yle evlenen Şevket
pişman olmayacak mıydı? Olacaktı elbet, eğer onların yatak odasında olan parçam
konuşabilseydi, Ferhunde’nin zehirli ruhunu Şevket’e nasıl işlediğini
anlatabilecektim. Çünkü o çoktan İstanbul’un onca renginden biri olan modern
hayatın getirdiği eğlence ve lükse düşkünlüğüyle bambaşka resme fırça darbeleri
atıyordu. Aşk bazen insanı renkleri ayrıt edemez hale getirse de, olan yine
insanın ruh rengine oluyordu. Necla ve Leyla’nın da bu köşkten hayata açılan
pencerelerinde eğlenceye olan meraklarını görmezden gelmek mümkün değildi.
Fikret, en suskun haliyle olanlara seyircilik ediyor ama bu sessizliği daha
fazla taşıyamıyordu. Çoğu geceler duvarıma kafasını yasladığı ve çaresizliğini
haykırdığı sessizliklere tanık olmuştum.
Çareyi Adapazarı’nda yaşayan Tahsin’le evlenmekte
bulan Fikret, kendini dul ve çocuklu bir adama gelin ediyordu. Ali Rıza Bey’in
nadide çiçeklerinin hayatı, böyle mi olacaktı? İşte ilk yaprak kopuyordu… Şevket
ve Ferhunde’nin yaşamı tüm aileye büyük darbeler vurmak üzere her geçen gün
çıkmaza giriyordu. Çareyiyse zimmetine para geçirmekte bulan Şevket, hapse
girmeyi hesap edememişti. Böylelikle dalın ikinci yaprağı da kopmuştu… Şevket’in
aşkı için katlandıklarına katlanamayan Ferhunde evi terk etmeyi düşündüğünde
yüzünde gördüğüm ifade beni hiç şaşırtmamıştı.
Yorgun Mevsimlerin Sonbaharı
…
Dallar yaprakları taşıyamıyor, mevsimin soğukluğu
belirginleşiyordu. Dala tutunamayanlar artıyor, Ali Rıza Bey İstanbul’la olan
savaşında yalnız kalıyordu.
Batılılaşma Sevdasının Kayıp Verdiği Son
Yapraklar..
Zenginliklerle gözü boyanan kızı Nejla bir adamla
evleniyor, Leyla ise metres hayatı yaşıyordu. Mutluluklarını zenginlikte
bulamayacaklarını anladıklarında babalarına kucak açmasını istiyorlardı… Bu
bahçeden okula gitmek için çıkan Nejla, babasına kahve yapmak için can atan
Leyla, vitrinlere bakıp alamadıkları giysinin peşinden gitmeyi seçmişlerdi… Zor olan onurlu ve namuslu olup tüm bunlara
katlanabilmek mi, yoksa tüm bunları yüz üstü bırakıp gidebilmek miydi? Ali Rıza
Bey, gitmeyi seçerek mağrur kızı Fikret’e sığınır. Fakat onun da mutsuzluğu
düşen yapraklardan biri olur. Şimdi artık gölgesine sığınamayacakları bir
evdedirler… Hatta bu evde Hayriye Hanım da değişmiştir. Değişen hayat koşulları
onu asabileştirmeye yetmiştir. Leyla ve Nejla’nın umursamaz tavırları, Şevket’in
üzerine binen sorumluluklar onların ailesinin üzerine basıp geçmiştir. Şimdi ben
karanlık odalarımda taşıdığım bu yaşanmışlıklarla yaşanamayanların muhakemesindeyim. Köklerimin
de kurumaya yüz tuttuğu bu mevsimde güneş yüzü görebilecek miyim? Her aynaya
baktıklarındaki yüzlerinin yansımaları akıllardan silinebilecek mi? İşte son
yaprağımı döküyorum, ben de enkaza karışıyor ve yaşanmışlıklara sessizlik
bırakıyorum.
Ve Olanlar…
Batılılaşma hevesinin bir ailenin başına ne işler
açabileceğinden çok, bu konuyu modernleşme olarak gören insanlar umarım gereken
mesajları almışlardır... Para ve eğlence asıl olan mutluluk değildir, mutluluk
ahlak, onur ve birlikte aşılan zorlukların sonrasından
gelir…
Reşat Nuri Güntekin’in yazdığı bu kitabın gerçekçi
durumları ele aldığından dolayı, yazarın kendi gözlemlerini de içerdiğini
düşünüyorum.
Paylaşımlarınızı yakından takip etmekte ve çok beğenmekteyim . Silhoutte Perde olarak
YanıtlaSilpaylaşımlarınızın devamını bekleriz .