11 Temmuz 2012 Çarşamba

Bakın Sözde Ermeni Soykırımı Nasıl da Kendini Ele Veriyor!



Bakın Sözde Ermeni Soykırımı Nasıl da Kendini Ele Veriyor!
                                 


Wilson ilkelerine dayanarak bulundukları bölgede egemenliklerini ilan etmek isteyen Ermeniler D.Anadolu’da Müslümanları katlediyorlar. ( İşin gerçeği bölgede sayıca üstünlük sağlayanlar o bölgede egemenlik ilan edebilecektir. )

Wilson İlkeleri 12. Madde
12- Osmanlı imparatorluğunda Türklerin oturdukları bölgelerin bağımsızlığının sağlanması, Türk egemenliği altında bulunan diğer uluslara da özerk bir gelişme için tam ve engelsiz bir fırsatın sağlanması, boğazların uluslar arası garanti altında tüm devletlerin ticaret gemilerine açılması.
Ayrıntı için;http://www.sosyalbilgilerci.com/wilson-ilkeleri/

Dönemin Milli Savunma Bakanı Enver Paşa ve günümüzde yetkileri İç İşleri Bakanlığı’na denk gelen Talat Paşa mektuplaşıyorlar. Enver Paşa; “Ermenileri uzaklaştıralım.” Diyor.
Talat Paşa;
Peki nasıl olacak bu?

Enver Paşa;
aşka bölgede yaşamaya mecbur edeceğiz!

Tehcir denen zorunlu göç, içeriğinde bölgede barış sağlandıktan sonra dönebilecekler notuyla uygulanır.

Şimdi:
Birleşmiş Milletler’in tanımladığı soykırım; bir ırkı ortadan kaldırma maksadıyla diye başlarken…
Ermeniler o dönemde en çok İstanbul ve Konya’da yaşamasına rağmen göç ettirilmediyse...
Böyle soykırım mı olur?
(Göç esnasında padişah emriyle ordu güvenliği sağlayacak kararı alınmasına rağmen yanlış yapanlar da olmuştur. Ve onlar cezalandırılmıştır.)
Şimdi eğer biz bu soykırımı kabul edip aman ne olacak dersek…
Toprak talebi + Mirasçı hakkı + Tazminat gibi durumlarla karşı karşıya kalacağız. Üstelik yapmadığımız bir şey için bedel ödeyeceğiz.
Basit bir tarih dersinde bile bunlar öğretilirken büyük siyasetçilerimiz bunları biliyor mu bilmiyorum.

Ama en azından bu konuda lobicilik faaliyetleri artırılması için kendilerine rica ediyorum.

6 Temmuz 2012 Cuma

*******Çeşme Ilıca Otel'de Herkesi Kıskandıran Bir Düğün!


İzmir ve çevresinde mi evlenmek istiyorsunuz?

Deniz Kenarında !
Şıklığıyla Parmak Isırtan!
Evet, ne kadar çok sıfat varsa bu görsel şöleni anlatmaya dair hepsini yazabilirim...
Hürriyet'te evlilik için en iyi 10 mekan arasında !
Yüzen platformda evlenin
İzmir Çeşme'deki Ilıca Otel'in özellikle Vela Beach adı verilen yüzer platformunda yapılan düğünleri meşhur. Yaz düğünleri için 1500 kişilik yemek, 2 bin kişilik kokteyl kapasitesine sahip. Jet sosyete davetleriyle dikkat çekiyor. Mango dilimleri üzerinde halibut füme, ricotta peyniri ile doldurulmuş tavuk göğsü, kurutulmuş ananas eşliğinde sebze lazanya üzerinde levrek filetoları gibi seçeneklerin yer aldığı 6 mönü hazırlıyorlar. 200 kişilik bir ziyafet ekipleri var. Mönü fiyatları 100 - 180 YTL arasında değişiyor. Fiyata müzik ve süsleme dahil değil. Yeni evlenen çifte ilk gece konaklaması, şarap, meyve sepeti ve Türk tatlı tabağı da hediyeleri. Tel: (232) 723 31 31













24 Haziran 2012 Pazar

E-kitap ile Gelen Yeni Tüketim Anlayışı

                                        E-kitap ile Gelen Yeni Tüketim Anlayışı

E-kitap, kitap okumayı kolaylaştıran teknolojinin yeni oyuncusu olarak piyasaya çıktı. Pil ömrü, kolay taşınabilirliği, hızı ve ekran kalitesiyle kitap, makale ve diğer yazı türlerini farklı formatlarda okumak isteyen okuyucuların gözdesi konumuna geldi. Ancak e-kitaplar henüz beklendiği kadar popüler değil. Bu aşamada neden e-kitaplar sağladığı kolaylıklara rağmen satın alınmıyor sorusu sorulabilir.

Görülen o ki ülkelerin farklı fiyat uygulamalarının yanında etkisi yadsınamayacak kültürel değerler ve alışkanlıklar da tüketicinin kararlarını etkiliyor. Bu alışkanlıkların başında her sabah köşedeki büfeden gazete alma kültürü ve altını çizerek kenarına not alınan kitap okuma alışkanlığı yer alıyor. Gazete kültürü başlı başına farklı bir anlam taşısa da kitaplar da okuyucusu için farklı anlamlar barındırıyor. Hatta bazen kitabı koklamak ve sayfa aralarına bir şeyler sıkıştırmak için bile kitap okuyanlarla karşılaşılabilinir. Çünkü düşünüldüğü gibi kitaplar sadece işlevsel anlamlar taşımıyor. Duygusal bazı bağlar bizleri yeni teknolojiye karşı direnişe geçiriyor. Fakat bir yandan kitap maliyetini azaltan ve yeşil pazarlama anlamında doğa dostu olan e-kitaplar bu duygusal değerlere fonksiyonel özellikleriyle adeta savaş açıyor.

Burada tüketici davranışı açısından gözlemlenebilecek olan konu ise duygusal pazarlamanın fonksiyonel pazarlama karşısında nasıl bir duruş sergileyeceğidir. Bu da beraberinde yeni bir tezi getirir. “ Gerektiği kadar fonksiyonel ve iyi olan ürünler, tüketicinin duygusal kararlarını etkileyebilir.” Bu durumda pazarlama müdürleri vaat ettikleri farklılık, üstün olma ve değişik kimliklere sahip olma söylemleri yerine teknoloji trendlerini en yenilikçi anlayışlarla yakalamak zorunda kalabilirler. Diğer yandan da belki de e-kitapların satılabilmesi için yürütülecek olan halkla ilişkiler ve pazarlama kampanyaları tüketicileri etkileyebilir. Örneğin, e-kitaplarla hali hazırda okunan kitaplar arasında kurulabilecek duygusal bağ, duygusal tüketicinin yani geleneksel kitap severlerin e-kitaplarla kurabileceği ilişkiye yardımcı olabilir.

Sonuç olarak e-kitapların yaygınlaşmaması tüketicinin bilişsel kararları ve algısıyla doğrudan ilişkilidir. Kimi zaman ucuza son teknolojiye sahip olunabiliyor olsa da tüketici, maliyeti fazla olan kitabı alıp dokunmayı tercih edebilir. E-kitap ile gelen yeni tüketim anlayışı bize hızlı ol, daha çok sahip ol ve sosyal sorumlu ol derken yeni bir kültürün parçası ol diye de seslenmektedir. E-kitap almak sadece o ürüne sahip olmak değil bambaşka dünyaya adım atmakla da ilişkilendirilebilir.

23 Haziran 2012 Cumartesi

YÖK amacın ne?


Yazıyorum çünkü YÖK ne yapmaya çalışıyor anlamadım! Bir öyle bir böyle derken önce sözde birilerini mutlu edip sonra özde bildiğini okuyanlardan olan YÖK!

Soruyorum sana;

Böyle saçma sapan değişiklikler ve düzenlemeler yapınca çok mu ilgili gözüküyorsun? Eğitimde kalite artırımı ve standartların iyileştirilmesi için çalışmalar yapacağına sözde başarıyı artırmak için özünde yıllardır iyi eğitilemeyen insanları eleyerek veya bazı sistemler içinde mahkum bırakarak başarı oranını mı artırıyorsun?

Bence artık bilene danışmanın vakti geldi; topla tarafsız profesorlerimizi, sosyologları, öğretmenlerini ve bu işleri bilenleri sonra da oturun tartışın. Biz artık GERÇEK EĞİTİM istiyoruz!

Bakınız neler dediler ...



1. YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya (@cetinsayag), Twitter'da öğrencilerin yaz okullarına mahkum edilemeyeceğini belirterek, "Tüm öğrencilere bütünleme hakkı veriyoruz" dedi. Bu kararla bütünleme sınavını uygulayan ve uygulamayan üniversite ayrımı ortadan kalktı. Artık her üniversitede bütünleme sınavı uygulanacak. Yaz okulu sürerken böyle bir açıklama geldi!

2. ÖSYS-2012’den itibaren AOBP yerine Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) kullanılacak. Dediler ancak vazgeçtiler !

3. YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, üniversitelerdeki kontenjanın 10 bin artırıldığını açıkladı. Çetinsaya, şu anda fen-edebiyat fakültelerinde okuyan öğrenciler için formasyon hakkının saklı tutulduğunu da söyledi.  Formasyon kalkacak dediler ancak vazgeçtiler!

Akademi So Yani Sosyal Akademi Öğrenci Ajansı


Merhaba !!!

"Sosyal Akademi, büyük hayalleri barındıran küçük ölçekli bir ajanstır. " E. T

Akademi dünyasına aşık, bilimsel teori buluşlarının uygulamayla örtüştüğü alanlara ilgili ve paylaşmayı kendine ilke edinmiş bir öğrenci aradığı tadı sektörde bulamayınca kendi ajansını kurar. Bundandır ki adında " Akademi " ve sosyalin " so " su vardır.

Öğrenirken bilgili olduğu alanlarda hizmet ve yardımda bulunmayı amaçlayarak yanında çalışacak öğrenci arkadaşı stajyerleriyle toplumda ses getirmeyi planlar.

Hedef kitlesi öğrenciler, öğrencilerle konuşmak isteyen markalar ve yenilikler için arayışta bulunan kurumlardır.

" Sosyal Akademi Akademi Sosyal ", ilginizi çektiyse ne mutlu bize!      


https://www.facebook.com/ezgtk?ref=tn_tnmn#!/pages/Akademi-So/234572353326393
https://twitter.com/Akademiso

İnternet Kullanıcısı ve Kullanıcının İnternetle İlişkisi

Tüketici Davranışı, Sosyal Pazarlama, Gelişen ve Değişen İnternet Teknolojisi

Aşağıda göreceğiniz link yukarıda yazdıklarımdan çok daha fazlasını içerecek bir araştırmanın ilk kamuoyu araştırmasıdır. Anketi 500 kişinin cevaplandırması beklenmektedir.

Elde edilen veriye göre internet kullanıcısının genel tutumu hakkında bir fikre sahip olunacaktır.

Sizden beklenen bu araştırmaya destek olmak için 16 sorudan oluşan kısa cevaplı bu anketi doldurmanızdır.

Şimdiden teşekkürler,


Araştırmama destek olmak ister misiniz, 16 kısa cevaplı sorum var. İnternet kullanıcısı : https://docs.google.com/spreadsheet/viewform?fromEmail=true&formkey=dEZSbGZmRzJ3M3R6bkVURnI3dlc0V1E6MQ

10 Haziran 2012 Pazar

Halka Sanat ile Kurulan Halkalar !!!

Bu projeden haberdar olmamı sağlayıp projenin gelişiminde baş rol  oyuncusu olan değerli İpek Çankaya hocama saygılarımı sunuyorum.


Halka Sanat Projesine Dair ..
Vay be bir de helal olsun sözlerini bir arada kullanabileceğim hem sanat hem sosyal sorumluluk projesi diyebileceğiniz harika bir oluşumdan bahsedeceğim.

Bilirsiniz; sanat zenginler içindir. Bilirsiniz; sanat anlaması zor bir alandır. Hayır; bilmiyormuşuz!

Bu proje sanatı konuşturan ve sanatı halkla buluşturan bir proje. Yani sokakta sanat ya da sanat sokakta diyebiliriz. 



Çok fazla sözü uzatmak istemiyorum ilginizi çektiyse eğer aşağıdaki detaylı bilgiyi edinmekle kalmayıphttp://www.halkaartproject.net tıklayabilirsiniz.


Hayır ilgimi çekmedi diyorsanız; http://www.halkaartproject.net/calendar.html Şehirde Ne Var kısmına bir göz atın derim !!
" Düşünsel ve yaratıcı üretim sürecinde gereksinim duyulan destek, kaynak ve esini sağlamayı hedefleyen bağımsız bir organizasyon olan halka sanat projesi yerli-yabancı sanatçı, küratör ve teorisyenlere araştırma ve üretim olanakları oluşturmak; kültür- sanat izleyicisinin sergiler, sanatçı konuşmaları, atölyeler, seminerler, söyleşiler ve stüdyo ziyaretleri aracılığıyla yaratıcı süreci deneyimlemesine, bu sürecin açılımlarına katılmasına alan yaratmak amacıyla Mayıs 2011’de kurulmuştur. "



Günümüz kültür ve sanatının sadece sergilenmesine değil, fikirsel ve uygulamaya yönelik üretimine de fırsat verir, bu alandaki uluslararası işbirlikleri ve projelere gerekli koşulları sağlar.
halka sanat projesi sadece bir galeri, rezidans, arşiv, uygulama ya da eğitim merkezi değil bir buluşma noktasıdır.
halka sanat projesinin işi, birbirinden ayrı halkalar olarak düşünülebilecek olan sanatın çeşitli ögelerini bir süzgeçten geçirerek bir araya getirmeye, buluşturmaya, geliştirmeye yönelik küratöryel bir uğraştır.
halka sanat projesi merkez olarak Moda Caferağa Mahallesi, Dr. Esat Işık Caddesi, Ruşen Ağa Sokak No:8, 34710 Kadıköy, İstanbul adresindeki mekanı kullanır.

Kalem

Bunu neden yapıyorsunuz? İyi soru.
Önce bir ilgimiz vardı, sonra bir fikir geliştirdik. Ardından bir proje yavaş yavaş belirmeye başladı: halka sanat projesi.
Sadece bir kelime oyunu değil.
Bir adres, bir buluşma, bir dialog olsun istedik.
Neden yapıyoruz? Çünkü seviyoruz.
Bütün varlığımızla bu işe girdik. Zamanımızı, enerjimizi, zihnimizi ve paramızı ortaya koyduk. Mesele hiçbir zaman para kazanma mesele olmadı. Tersine projenin başından beri her ay kurucu ortaklar kendi kişisel bütçelerinden fon aktardılar diyelim. Bu bir tercih meselesi. Her sanatçı ve her bir alt-proje içine iyi niyetimizi ve çabamızı koyduğumuz bir meydan okuyuş.